Sosyoloji veya toplumbilimi, toplum
ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal
(sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki
ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu
disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar
bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da
odaklanmıştır.
Toplum
bilimi alanında çalışan bir kişiye de sosyolog denir. Bir akademik disiplin
olarak toplum bilimi bir sosyal bilim olarak kabul edilmektedir ve 19. yüzyılın
ilk çeyreğinde gelişmiş diğer bilim dalları ile karşılaştırıldığında göreceli
olarak gençtir. Birçok sosyolog bir veya daha fazla uzmanlık alanında veya alt
dallarında çalışmaktadır.
Sociology
kelimesi, Yunanca “bilim” anlamına gelen “logy” eki ve Latince'de, genel
anlamda insanı işaret eden, üye, arkadaş veya dost anlamındaki, “socius”
kelimesinden gelen “socio-” kökünden oluşur.
Toplum
bilimi geniş çerçeveli bir disiplin olduğu için profesyonel toplum bilimcilerin
bile tanımını yapması güçtür. Bu disiplini tanımlamak için işe yarayan
yollardan biri bu disiplini toplumun farklı boyutlarını inceleyen alt dalların
oluşturduğu bir küme olarak tanımlamaktır. Örneğin toplumsal sınıflaşma
eşitsizliği ve sınıfsal yapıları, demografi nüfusun miktar ve türündeki
değişimleri, suç bilimi suç davranışı ve çarpıklıkları, politik toplum bilimi
hükûmet ve yasaları, ırk toplum bilimi ve cinsiyet toplum bilimi ırk ve
cinslerin eşitsizliği kadar ırk ve cinsiyetlerin toplumsal yapılarını inceler.
Doğadaki birçok çapraz disiplini içerecek şekilde, ağ çözümlemesi gibi yeni
toplumsal alt bilim dalları ortaya çıkmaya devam etmektedir.
Birçok
toplum bilimci, akademi dışında yararlı araştırmalar yapmaktadır. Bulguları
eğitimcilere, yasa yapıcılara, yöneticilere, yenilik yapmak isteyenlere, iş
dünyasının liderlerine ve toplumsal sorunları çözme ve sosyal politikalar
oluşturma konusuyla ilgilenenlere yardımcı olmaktadır.
Tarihçe
Ekonomi,
politika bilimi, antropoloji, tarih ve psikolojiyi kapsayan diğer sosyal
bilimler ile karşılaştırıldığında toplum bilimi oldukça yeni bir bilim dalıdır.
Arkasındaki düşüncelerin ise daha uzun bir geçmişi vardır ve ortak insan
bilgisi ve felsefesinin karışımına kadar izleri takip edilebilir.
Toplum
bilimi 19. yüzyılın ilk yarısında modernliğin iddialarına karşı bir akademik
tepki olarak belirmeye başladı: dünya küçülmeye başlayıp bütünleşmeye başlıyor,
insanların yeryüzündeki deneyimleri hızlı bir şekilde atomize olup yayılıyordu.
Toplum bilimciler sadece toplumsal grupları nelerin bir arada tuttuğunu
öğrenmeyi değil aynı zamanda toplumsal dağılmaya karşı bir çare geliştirmeyi de
umut ettiler.
Sociology
kelimesi 1838’de Auguste Comte tarafından Latince socius (arkadaş, dost) ve
Yunanca logos (bilim) kelimelerinin bir araya getirilmesi ile oluşturuldu.
Comte
insana dair bütün bilimleri – tarih, psikoloji ve ekonomi dahil,
bütünleştirmeyi istiyordu. Onun toplumsal şemasi tam 19. yüzyıla özgüydü; tüm
insanlığın aynı tarihsel aşamalardan (teoloji, metafizik, pozitif bilimler)
geçtiğine inanıyordu ve eğer birisi bu gelişimi kavrarsa toplumsal hastalıklar
için çareler de bulabilirdi. Toplum bilim ‘bilimlerin kraliçesi’ olmalıydı.
Sociology
terimi ile ilk yayımlanan kitap İngiliz düşünür Herbert Spencer’in yazdığı The
Study of Sociology (Toplum Bilimi Çalışması) idi (1874).
ABD’de
bazıları tarafından Amerikan toplum biliminin babası diye tanımlanan Lester
Frank Ward, 1883’te Dinamik Toplum Bilim kitabını yayınladı ve ilk kez Kansas
Üniversitesi, Lawrence’da 1890’da Toplum Bilim Öğeleri başlıklı bir
kursta(Amerika'nın devam eden en eski toplum bilim bölümüdür) bu disiplin kendi
adıyla öğretilmeye başlandı.
Kansas
Üniversitesi’nde Tarih ve Sosyoloji Bölümü 1891 yılında kuruldu ve ilk tam
anlamıyla bağımsız toplum bilim bölümü 1892’de Chicago Üniversitesi ‘nde
1895’te Amerikan Toplum Bilimi Dergisini çıkaran Albion W. Small tarafından
kuruldu.
İlk
Avrupa toplum bilim bölümü, L'Année Sociologique'un (1896) kurucusu Émile
Durkheim tarafından 1895’te Bordeaux Üniversitesi'nde kuruldu.
Birleşik
Krallık’taki ilk toplum bilim bölümü London School of Economics and Political
Science‘da (İngiliz Toplum Bilim dergisini de yayınlayan) 1904'te kuruldu.
1919’da
Almanya’da Ludwig Maximilians University of Munich’de Max Weber ve 1920’de
Polonya’da Florian Znaniecki tarafından toplum bilim bölümleri oluşturuldu.
Toplum
bilim alanında uluslararası işbirliği 1893’te, René Worms tarafından kurulan
ancak 1949’da oluşan çok daha geniş katılımlı Uluslararası Toplum Bilim Birliği
(ISA) ile yıldızı kararan küçük Uluslararası Toplum Bilim Enstitüsü ile
başladı.
1905’te
dünyanın en büyük profesyonel sosyologlar birliği olan Amerikan Toplum Bilim
Birliği kuruldu.
19. yüzyıldan 20. yüzyılın
başlarına kadar diğer “klasik” toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Karl
Marx,
Ferdinand
Tönnies,
Émile
Durkheim,
Vilfredo
Pareto,
Max
Weber.
20. yüzyıldan 21. yüzyılın
başlarına kadar diğer “klasik” toplum bilim kuramcıları şunlardır:
Markus
Dressler,
Comte
gibi bu bilimciler de kendilerini sadece “sosyolog” saymaz. Çalışmaları din,
eğitim, iktisat, hukuk, psikoloji, etik, felsefe ve teoloji konularına
yöneliktir ve kuramları değişik akademik disiplinlere uyarlanmıştır. En çok ne
var ki toplum bilim üstünde etkili olmuşlardır (aynı zamanda ekonomi üstünde de
merkezi bir isim olan Marks’ı hariç tutarak) ve gene onların kuramları bugün
hâlâ en uygulanabilir kuramlar olarak düşünülmektedir.
Disiplinin
içinde, bilimsel açıklamadan farklı olan anlayışın felsefi kökleri vardı.
Comte’un başını çektiği ilk kuramcıların toplum bilime yaklaşımı, toplumu
anlamak için doğal bilimlerde kullanılan yöntemleri ve yöntem bilimini aynen
uygulayarak toplum bilimin bir doğal bilim gibi geliştirmekti. Deneycilik ve
bilimsel yönteme yapılan vurgu toplum bilimsel iddialar ve bulgular için
tartışılmaz bir temel oluşturmayı ve felsefe gibi daha az deneysel
disiplinlerden toplum bilimini farklılaştırmayı araştırıyordu. Pozitivizm
denilen bu yöntem bilimsel yaklaşım toplum bilimciler ve diğer bilim insanları
arasında çekişme kaynağına ve sonunda disiplinin kendi içinde de bir ayrışma
noktasına dönüştü. Böylece, birçok bilim, gerekirci, Newtoncu modelden
belirsizliği kabullenen ve içselleştiren olasılıklı modellere geçerken toplum
bilim gerekirci (çeşitlemeleri yapıya, etkileşime veya diğer güçlere
yükleyen)yaklaşıma inananlar ve her türlü açıklama ve tahmin olasılığına karşı
duranların hakimiyetine girdi.
Bilimsel
açıklamadan farklı ikinci bir görüş ise kültürel hatta kendi başına toplumsaldı.
19. yüzyılın başlarından itibaren insan toplumunun anlamlar, semboller,
kurallar, normlar ve değerler gibi kendine özgü yanları bulunmasından dolayı
doğal dünyadan toplumsal dünyanın ayrı olduğunu tartışan Wilhelm Dilthey ve
Heinrich Rickert gibi bilim insanları tarafından toplum hayatını inceleyen
pozitivist ve doğacı yaklaşımlar sorgulanmıştı. Toplumun bu öğeleri insan
kültürlerini hem sonucuydular hem de bunlar tarafından üretiliyorlardı. Bu
bakış açısı daha sonra antipozitivizmin (insancıl toplum bilim) kurucusu olan
Max Weber tarafından geliştirildi. Anti-doğacılıkla yakın ilişkili bu anlayışa
göre, toplumsal araştırma insanın kültürel değerlerine yoğunlaşmalıydı. Bu, bir
insanın öznel ve nesnel araştırma arasında nasıl bir ayrım yapabileceği konusunda
bazı tartışmalara yol açtı ve kişisel yorumlu (hermeneutical) çalışmaları
etkiledi. Benzer tartışmalar, özellikle internet çağında, toplum bilimde, hedef
kitleye özgü toplum bilimsel uzmanlığın yararına vurgu yapan kamu sosyolojisi
gibi çeşitlemelere yol açmaktadır.
Sosyolojinin özellikleri
Bireysel
sorunlarla değil toplumsal sorunlarla ilgilenir
Sosyoloji
bilimi evrensel kural ve tanımlar yapmaz
Sosyoloji
bilimi olması gerekeni değil olanı inceler
Sosyoloji
diğer bilim dallarıyla dayanışma içinde hareket eder
Sosyoloji
bilimi olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak genellemelere ulaşır
Sosyoloji
bilimi sistemli ve düzenli bilgiden oluşur
Sosyoloji
bilimi pozitif bir bilimdir
Sosyoloji
bilimi toplumları genel kural ve tanımlar eşiğinde ayırarak incelemez.
Sosyolojik bakış açısı
Sosyolojik
bakış açısı, sosyolojinin toplumda oluşan olaylara karşı nasıl yaklaştığını ve
oluşan olayların nasıl incelendiğini niteleyen bir ifadedir. Bu ifade,
görünenin ardındaki gerçekliğe atıfta bulunur. Bu bakış açısı ile yaşanan bir
olayın birden fazla sebebi olabileceği ve bu nedenle eleştirel düşünmenin önemi
vurgulanır.
Sosyal teori
Sosyal
teori, toplumsal hayatın kalıplarını açıklamak yerine toplumsal kalıp ve büyük
toplumsal yapıları açıklayacak ve çözümleyecek özet ve çoğunlukla karmaşık
kuramsal çatıların kullanımına başvurur. Sosyal teori her zaman daha klasik
akademik disiplinlerle sorunlu bir ilişki kurmuştur; anahtar düşünürlerden
birçoğunun üniversitede kürsüsü yoktur. Bazen sosyal teorinin toplum biliminin
bir dalı olduğu düşünülse de, antropoloji, ekonomi, teoloji, tarih, felsefe
gibi bilimlerle ilgili olduğu için disiplinlerarasıdır. İlk sosyal teoriler
toplum bilimin doğuşuyla beraber, eş zamanlı olarak geliştirildi. ‘Toplum
biliminin babası’ olarak bilinen Auguste Comte –toplumsal evrimcilik- diye ilk
sosyal teorilerden birinin temel çalışmasını gerçekleştirdi. 19. yüzyılda
sosyal ve tarihsel değişimle ilgili üç büyük klasik teori oluşturuldu: sosyal
evrimcilik teorisi (sosyal darwinizm de bunun bir parçasıdır) sosyal dönem
teorisi ve Marksist tarihsel materyalizm teorisi. Modern sosyal teoriler klasik
teorilerin daha da yetkinleştirilmiş uyarlamalarıdır, evrimin çoksoylu
teorileri gibi (neo-evrimcilik, sosyobiyoloji, modernizasyon teorisi, sanayi sonrası
toplumu teorisi) veya genel tarihsel sosyoloji ve öznellik teorisi ve toplumun
yaratılması.
Doğal
bilimler disiplinlerinin tersine –fizik veya kimya gibi— sosyal teorisyenler
kendi teorilerini savunmak için bilimsel yönteme yeterince sadık davranmayabilirler.
Bunun yerine, sosyal teorinin karşıtlarının eleştirilerinin temelini oluşturan,
tarihsel ve psikolojik yorumlar hariç, kolaylıkla kanıtlanamayacak hipotezler
kullanarak büyük ölçekli toplumsal genel eğilim ve yapıları ele alırlar.
Uç
noktalardaki eleştirel kuramcılar, dekonstrüksiyonizmciler veya
post-modernistler gibi, herhangi sistematik bir araştırma veya yöntemin baştan
noksan olduğunu iddia etmektedir. Birçok kez, ne var ki, “sosyal teori” bilime
başvurmadan tanımlanır çünkü tarif ettiği toplumsal gerçeklik tersi kolay
kanıtlanamayacak kadar baskındır. Modernite veya anarşi sosyal teorileri bu
anlamda iki örnek olabilir.
Ne
var ki, sosyal teoriler toplum biliminin büyük kısmını oluşturmaktadır. Nesnel
bilimsel tabanlı araştırmalar sosyal teorisyenler tarafından yapılan
açıklamalar için destek sağlayabilir. Mesela aynı işi yapan erkek ve kadınlar
arasında belirgin bir gelir eşitsizliği olduğunu ortaya koyan, bilimsel yöntem
eksenli istatistiki bir çalışma, karmaşık sosyal teoriler olarak feminizm veya
ataerkilliğin önermelerini tamamlayabilir. Genel olarak ve özellikle saf
sosyoloji taraftarları arasında, sosyal teorinin bir çekiciliği vardır çünkü
burada odak merkezi bireyden uzaklaşır ve doğrudan topluma ve bizim
hayatlarımızı kontrol eden toplumsal güçlere döner. Bu sosyolojik kavrayış
(veya sosyal imajinasyon)yıllar içinde öğrencilere çekici gelmiş ve diğerleri
statükodan memnun kalmamışlardır çünkü—bu şekilde değişim olasılığını ortaya
koyarak, sosyal yapıların ve kalıpların ya rastlantısal ya da keyfi olarak özel
güçlü gruplar tarafından kontrol edildiği varsayımına dayanmaktadır.
Bilim ve matematik
Toplum
bilimciler toplumu ve sosyal davranışı, insanların oluşturduğu grup ve
toplumsal kurumu çeşitli sosyal, dinsel, politik ve iş organizasyon gibi
inceleyerek çalışırlar. Onlar aynı zamanda grup davranışlarını ve toplumsal
etkileşimlerini inceler, köken ve gelişimlerini takip eder ve üye bireyler
üzerinde grup hareketlerinin etkisini çözümlerler. Toplum bilimciler toplumsal
grupların, organizasyonların ve kurumların özellikleri; bireylerin her birinin
diğerinden ve ait oldukları gruptan etkilenme yolları ve bir insanın günlük
yaşamında cinsiyet, yaş veya ırk gibi toplumsal özelliklerin etkisi ile
ilgilidir. Toplum bilimsel araştırmalar eğitimcilere, yasa koyuculara,
yöneticilere ve toplumsal sorunları çözmek ve kamu politikaları geliştirmek
isteyenlere yardımcı olur. Birçok toplum bilimci bir veya birden fazla uzmanlık
alanında çalışır: toplumsal organizasyon, toplumsal tabakalaşma, toplumsal
hareketlilik; ırksal ve etnik ilişkiler; eğitim, aile; toplumsal psikoloji,
şehir, kırsal, politika, ve karşılaştırmalı toplum bilim; cinsiyet rolleri ve
ilişkiler; demografi; yaşlılık; suç bilimi; ve toplumsal uygulamalar.
Toplum
bilim büyük oranda Comte'nin toplum bilimin er-geç bilimin bütün diğer
alanlarını içine alacağı inancına yaslanarak gelişse de, sonuçta, toplum bilim
diğer bilimlerin yerine geçmedi. Bunun yerine, toplum bilim diğer toplumsal
bilimlerle özdeşleştirilme noktasına geldi. Günümüzde, çoğunlukla
karşılaştırmalı bir yöntem kullanarak, insan türünün organizasyonlarını,
toplumsal kurumlarını ve bunların toplumsal etkileşimlerini incelemektedir.
Disiplin özellikle karmaşık sanayi toplumlarına odaklanmıştır. Toplum
bilimciler son zamanlarda antropologlardan aldıkları ipuçları ile, bu alandaki
"Batı Vurgusu"nu belirtmektedirler. Tepki olarak ise yeryüzündeki birçok
toplum bilim bölümü çok kültürlü ve çok uluslu çalışmaları desteklemektedir.
Günümüzde,
toplum bilimciler, toplumu düzenleyen ırk veya etnisite, sosyal sınıf, cinsel
rolleri ve aile gibi kurumları; suç ve boşanma gibi bu yapıların ayrılma ve
bozulmasını temsil eden toplumsal işleyişleri ve benzeri kişiler arası
etkileşimler gibi mikro-işleyişleri ve bireylerin toplumsallaşmaları, gibi
mikro- toplumsal yapıları araştırmaktadırlar.
Toplum
bilimciler sıklıkla toplumsal ilişkilerdeki kalıpları açıklamak ve toplumsal
değişimi belirlemeye yardım edecek modeller geliştirmek için toplumsal
araştırmanın kantitatif yöntemine dayanırlar. Toplum biliminin belli dalları
ise - odaklanarak yapılan görüşmeler, grup tartışmaları ve etnografik yöntemler
gibi yöntemlerin- sosyal işleyişlerin daha iyi anlaşılmasını sağladığını
düşünmektedir. Orta yolu bulmak isteyen bazı toplum bilimciler ise kantitatif
ve kalitatif yaklaşımların birbirini tamamlayıcı olarak kullanılmasını
tartışmaktadır. Bir yaklaşımdan elde edilen sonuçlar diğer taraftaki açıkları
kapatabilir. Mesela kantitatif yöntemler büyük ve geniş kalıpları tanımlarken
kalitatif yaklaşımlar bireylerin bu kalıpları nasıl anladıklarını anlamamıza
yardımcı olabilir.
Araştırma yöntemleri
Toplum
bilimcilerin, soru formları veya toplumsal yöntemler araştırma anketi,
görüşmeler, katılımcı gözlem, istatistik araştırması, değerlendirme araştırması
ve test, anket vb. belge tabanlı değerlendirme gibi çalışmaları içeren,
kuramsal olmayan bulguları bir araya getirmek için kullandığı birçok yöntem
vardır. Araştırmanın sorusuna göre hangi araştırma yönteminin kullanılacağı
belirlenir. Deneysel ve sayısal konularla ilgili bir araştırma yapılıyorsa
nicel araştırma yöntemi, daha çok gözlem ve görüşme gibi sayısal veriler
toplanamayan araştırmalarda nitel araştırma yöntemi kullanılmaktadır. Nitel
araştırma yöntemi özellikle sosyoloji ve psikoloji gibi konularda
araştırmaların sözel olması nedeniyle sık kullanılan bir yöntemdir.
Bu
yaklaşımların hepsinin sorunu bunların, araştırmacının bunların gözünde gördüğü
toplumu nasıl çözümlediği ve anladığını uyarlamaya çalıştığı kuramsal konuma
dayanıyor olmasıdır. Eğer Émile Durkheim gibi işlevselci ise, araştırmacı her
şeyi büyük ölçekli toplumsal yapıların terimleriyle açıklaması muhtemeldir. Bir
sembolik etkileşimci büyük olasılıkla insanların birbirini nasıl anladığına
yoğunlaşacaktır. Bir marksist ya da neo-marksist bir araştırmacı ise muhtemelen
her şeyi sınıf mücadelesi ve ekonomi süzgecinden geçirecektir. Fenomenciler ise
insanların gerçeğin onlara göre anlamlarını kurguladıkları tek bir yol ve başka
hiçbir şey olmadığını düşünmeye eğilimlidirler. Gerçek sorunlardan biri ise
birçok toplum bilimcinin bir tek kurumsal yaklaşımın doğru olduğu ve bunun da
kendilerininki olduğunu tartışmalarıdır. Uygulamada, toplum bilimciler
sıklıkla, her yöntem özel data tipleri ürettiği için farklı yaklaşımları ve
yöntemleri karıştırıp eşleştirmektedir.
İnternet
üç açıdan toplum bilimcilerin ilgi alanındadır: mesela kâğıt üzerindeki
anketler yerine çevrimiçi anketleri kullanmak adına bir araştırma aracı olarak,
bir tartışma platformu olarak ve bir araştırma konusu olarak. İnternet toplum
bilimi, çevrimiçi toplulukların (ör: haber grupları) çözümlemesini, sanal
toplulukları ve dünyaları, internet gibi yeni medyalar ekseninde çözünen
organizasyonel değişimleri ve sanayi toplumundan bilgiye dayalı topluma (veya
bilgi toplumuna) doğru yaşanan dönüşümde geneldeki toplumsal değişimi
içermektedir.
Nicel yöntemler
Nicel
araştırmalarda nesnellik ön plandadır. Tek bir doğru sonuç olduğu
varsayılmaktadır. Nicel araştırmalarda tek olan bu doğru sonuca ulaşmak için
anketler, testler ve ölçeklerden yararlanılarak veriler toplanmaktadır. Yani
sayısal veriler sayesinde sonuca ulaşılmaktadır. Birey gerçekliğin dışında
tutulmaktadır. Nicel araştırmalarda varsayımlar yapılır. Toplanmış olan sayısal
veriler ile genellemelere ulaşılmaktadır.
Nitel yöntemler
Nitel
araştırmalarda nesnellikten çok öznellik ön plandadır. Nitel araştırmalarda
nesnellik şart değildir. Araştırmalar olayların daha çok "Niçin?" ve
"Nasıl?" olduğu ile ilgilenmektedir. Sayısal veriler nitel
araştırmalar için büyük önem taşımamaktadır. Nitel araştırmalarda gerçeklik
bireyin dışında tutulmamaktadır. Nitel araştırma modelinde betimlemeler ve
yorumlamalara yer verilmektedir. Dolayısıyla birden çok doğru kabul edilebilir.
Tek bir doğru sonuç belirlemek amaç değildir.
Diğer toplum bilimleri
20.
yüzyılın başlarında sanayi toplumu üzerinde araştırma yapan toplum bilimciler
ve psikologlar antropolojinin gelişimine katkıda bulundular. Antropologlar da
sanayi toplumları üzerinde araştırmalar yaptılar. Günümüzde toplum bilim ve
antropoloji çalışma nesnelerinden ziyade farklı kuramsal içerik ve yöntemlere
göre daha iyi bir şekilde farklılaşmışlardır.
Sosyalbiyoloji
görece olarak hem toplum biliminden hem de biyolojiden kaynaklanan yeni bir
alandır. Bu alan ilk önce çok hızlı bir kabul görse de, toplumsal davranış ve
yapıların evrimsel ve biyolojik işleyişlerle açıklama yolları aramasından
dolayı tepki topladı. Toplum bilimciler sıklıkla davranışı tanımlamada genlerin
etkilerini çok fazla dayanak göstermeleri yönünden eleştirilmektedirler. Ne var
ki toplum bilimciler sıklıkla doğa ve yetiştirme arasında karışık bir ilişki
olduğuna atıfta bulunarak yanıt verirler. Bu anlamda sosyal biyoloji fiziksel
antropoloji, zooloji, evrimsel psikoloji, insan davranışsal ekoloji ve ikili
kalıtım kuramı ile yakın ilişki içerisindedir. Bununla birlikte, bu alanda
çalışanların çoğu için, büyük oranda bu alanın düşünceleri kabul edilebilirdir,
çünkü toplumsal yapılar için biyolojik temeller bulmak toplumsal yapıların
nadir ve isteğe bağlı olduğunu ifade eden birçok toplumsal kuramın önerme ve
çıkarımlarına karşı gelmektedir.
Toplum
bilim toplumsal psikoloji ile bazı bağlantıları vardır ancak ilki toplumsal
yapılarla ilgili iken, ikincisi toplumsal davranışlarla ilgilidir.
Yaklaşımlar ve yöntemler
Auguste
Comte (1789-1857): pozitivist.
Émile
Durkheim (1858-1917): pozitivist.
Karl
Marx: diyalektik materyalist
Giambattista
Vico (1668-1774): özneci/anlamacı.
Wilhelm
Dilthey (1833-1911): hermeneutik geleneğe bağlı; anlamacı.
Georg
Simmel (1858-1918): karmaşık süreçci.
Max
Weber: anlamacı ve etkinlikçi.
Talcott
Parsons: Yapısal işlevselcilik
Diğer
gruplar: Robert Merton, Gerhard Lenski, Erving Goffman, Herbert Blumer, Harold
Garfinkel, Peter Berger, Amitai Etzioni, C.Wright Mills, Daniel Bell, Alvin
Toffler, G.Herbert Mead, Alain Touraine.
Kavramlar
Toplumsal
gerçeklik
Toplumsal
yapı
Toplumsal
ilişkiler
Toplumsal
gruplar
Toplumsal
katmanlaşma
Toplumsal
gelişim
Toplumsal
politikalar
Toplumsal
kurumlar
Toplumsal
değişme
Toplumsal
çözülme
Sosyonik
Kültür
Dallar
Ahlâk
sosyolojisi
Aile
sosyolojisi
Askeri
sosyoloji
Beden
toplum bilimi
Bilgi
sosyolojisi
Bilim
sosyolojisi
Çalışma
sosyolojisi
Çevre
sosyolojisi
Din
sosyolojisi
Eğitim
sosyolojisi
Endüstri
sosyolojisi
Folk
sosyolojisi
Göç
sosyolojisi
Toplumsal
cinsiyet sosyolojisi
Hukuk
sosyolojisi
İktisat
sosyolojisi
İnsan
ekolojisi
Kent
sosyolojisi
Köy
sosyolojisi
Kurumlar
sosyolojisi
Küçük
topluluklar sosyolojisi
Kültür
Sosyolojisi
Medikal
sosyoloji
Natüralist
sosyoloji
Sağlık
sosyolojisi
Sanat
sosyolojisi
Sanayi
sosyolojisi
Siyaset
sosyolojisi
Toplumsal
psikoloji
Tarih
sosyolojisi
Uluslararası
ilişkiler sosyolojisi
Uygulamalı
sosyoloji